Kapasite sorunu çoğu zaman makinede değil; ürün karmasında, maliyette ve karar mekanizmasında başlar
“Kapasite Yetmiyor” Diyen Firmalara: Gerçekten Yetmiyor mu?
Kapasite sorunu çoğu zaman makinede değil; ürün karmasında, maliyette ve karar mekanizmasında başlar.
Bugün üretim yapan birçok şirketin ortak bir şikâyeti var:
“Kapasite yetmiyor.”
Siparişler artıyor, satış beklentileri büyüyor, müşteri talepleri hızlanıyor…
Fakat üretim tarafı çoğunlukla aynı noktada kilitleniyor:
Hatlar dolu, vardiyalar yoğun, makineler çalışıyor… ama kapasite yine de yetmiyor.
Peki gerçekten kapasite mi yetmiyor?
InsightOptimiser’in çok sayıda projede gördüğü ortak bir gerçek var:
Sorun çoğu zaman kapasite eksikliği değil, kapasitenin yanlış ürünlere harcanmasıdır.
Bu makale, kapasite probleminin neden yanlış tanımlandığını, görünmeyen kapasite kayıplarının nereden kaynaklandığını ve doğru veriyle kapasiteyi büyütmeden kapasiteyi büyütmenin nasıl mümkün olduğunu anlatır.
1. Kapasite Problemi Genellikle Yanlış Yorumlanıyor
Şirketlerde kapasiteyi ölçmek için genelde şu göstergelere bakılır:
“Makineler çalışıyor mu?”
“Vardiya dolu mu?”
“Çizelgeler tamamen dolmuş mu?”
“Günlük üretim yüksek mi?”
Bu göstergeler yüzeysel olarak doluluk verir.
Fakat doluluk = kapasite verimliliği demek değildir.
Gerçek kapasite sorusu şudur:
➤ Mevcut kapasite, doğru ürünlere mi harcanıyor?
➤ Üretilen ürün gerçekten kârlı mı?
➤ Alternatif rotalar daha doğru maliyet sağlıyor mu?
➤ Talep gerçekten üretilebilir mi?
➤ Ürünlerin üretim yükü doğru tahmin ediliyor mu?
Bu sorular cevaplanmadan kapasiteye “yetmiyor” demek, eksik bir analizdir.
2. Asıl Problemin Kaynağı: Yanlış Ürün Karması
Birçok şirket kapasiteyi yüksek hacimli ürünlerin tükettiğini düşünür.
Oysa gerçek kapasite kaybı çoğunlukla burada yatar:
❗ Zaman tüketen ama düşük kârlılıklı ürünler
❗ Dönemsel olarak talebi düşük olmasına rağmen yüksek üretim verilen ürünler
❗ Ürün ağacındaki gerçek maliyeti bilinmeyen ara ürünler
❗ Alternatif rotalarda daha düşük maliyetli olmasına rağmen yanlış hatta üretilen ürünler
Bu durumlarda kapasite görünürde doludur…
Ama şirket doğru ürünü üretmediği için kârlılık artmaz.
InsightOptimiser projelerinde sıkça gördüğümüz tablo şudur:
Hacimli görünen ürün → kârsız
Düşük hacimli ürün → yüksek marjlı
Bazı ürünler yanlış hatta üretiliyor → kapasite tıkanıyor
Bazı ürünlerin talebi yanlış tahmin ediliyor → gereksiz kapasite tüketiliyor
Sonuç:
Kapasite yetmiyor değil, kapasite yanlış ürünlere gidiyor.
3. Talep ve Kapasite Tutarsızlığı Kapasite Yanılgısı Oluşturuyor
S&OP toplantılarında sık görülen bir durum:
Satış yüksek talep bekliyor
Üretim “kapasite yetmez” diyor
Lojistik “stok fazla” diyor
Finans “kârlılık düşük” diyor
Bu uyumsuzluk genellikle yanlış tahminleme ve yanlış ürün karmasından kaynaklanır.
Örneğin:
Talep doğru modellenmediğinde bazı ürünlere gereğinden fazla kapasite ayrılır.
Talep düşükken bile bazı ürünler rutin olarak fazla üretilir.
Talebi yüksek olan kârlı ürünlerin kapasitesi yanlış tahmin edilir.
InsightOptimiser tam burada devreye girer:
✔ Gerçek talebi analiz eder
✔ Talebi üretilebilir kapasiteyle hizalar
✔ Ürün ve tarih bazlı talep-kapasite uyumsuzluklarını ortaya çıkarır
Böylece “kapasite yetmiyor” gibi görünen sorunların çoğu aslında yanlış talep-kapasite eşleşmesinden kaynaklandığı ortaya çıkar.
4. Darboğaz Hat Algısı Çoğu Şirkette Yanlış
Birçok firmada darboğaz:
“Hep yoğun olan hat”
“En çok şikayet edilen hat”
“En yavaş makine”
gibi tamamen sezgisel kriterlerle belirlenir.
Oysa gerçek darboğaz şudur:
Dakika başına en fazla maliyet yaratan ve en az çıktı sağlayan hat.
Yanlış darboğaz algısı şu problemlere neden olur:
Kârlı ürün yanlış hatta üretilir
Düşük marjlı ürün darboğazı tıkar
Kapasite raporu olduğundan daha kötü görünür
Yatırım kararı yanlış yere gider
InsightOptimiser burada rota bazlı gerçek kapasite yükünü analiz eder ve doğru darboğazın nerede olduğunu gösterir.
Bu bile çoğu zaman “kapasite yetmiyor” algısını tamamen değiştirir.
5. Ürün Ağacının ve Gerçek Maliyetlerin Hesaplanmaması Kapasiteyi Yanıltır
Bir ürünün kapasite üzerindeki etkisini anlamak için maliyetini bilmek gerekir.
Ancak birçok firmada:
Ürün ağacı güncel değildir
Üretim maliyeti geçmiş yıllardan kalmadır
Rota bazlı maliyet hiç hesaplanmamıştır
Ara ürünlerin gerçek yükü bilinmez
Bu durumda kapasite raporu eksik kalır.
Çünkü kapasite yalnızca “zaman” değil, aynı zamanda maliyet ve rota kombinasyonudur.
InsightOptimiser, ürün ağacı ve rota bazlı maliyetleri tarih bazlı eşleyerek şunu ortaya çıkarır:
✔ Kapasiteyi tüketen ama kâr getirmeyen ürünler
✔ Farklı rotada daha düşük maliyete üretilebilecek ürünler
✔ Kapasiteyi kilitleyen ara ürünler
✔ Kârlılık potansiyeli olup kapasite verilmeyen ürünler
Bu analiz sonucunda birçok şirkette şu gerçeği görüyoruz:
Kapsite yetmiyor sandığınız ürünlere kapasite ayırmayı bırakınca, kapasite zaten yetiyor.
6. Yan Hatlar ve Alternatif Hatlar Çoğu Zaman Boş Duruyor
Birçok firma “ana hattı” aşırı yüklerken yan hatlar veya alternatif rotalar çoğu zaman boş kalır.
Bunun nedenleri:
Ürünlerin alternatif rotaları bilinmiyor
Alternatif hattın maliyeti hesaplanmamış
Ürün ağacında hata var
Planlama alışkanlıkları değişmemiş
Kârlılık analizi yapılmamış
InsightOptimiser’in yaptığı analizlerde sıkça görülen tablo:
Ana hat %95 kapasiteyle çalışıyor
Yan hat %30 kapasite ile
Alternatif rota hiç kullanılmamış
Bu durumda kapasite yetmiyor gibi görünür.
Oysa gerçek şudur:
Kapasite var, fakat yanlış yerde.
7. Kapasite Yatırımı Yapmadan Kapasite Artırmak Mümkün
InsightOptimiser’in farklı sektörlerde yaptığı analizlerde çok net bir sonuç çıktı:
✔ Ürün karmasının doğru belirlenmesi
✔ Talep-kapasite uyumunun dengelenmesi
✔ Rota bazlı maliyetlerin doğru hesaplanması
✔ Alternatif hatların devreye alınması
✔ Kârlılık bazlı önceliklendirme
ile firmalar, hiç yatırım yapmadan kapasiteyi başarı ile artırabiliyor.
Bu artış:
yeni makine almadan
yeni hat kurmadan
vardiya eklemeden
fazla mesai yapmadan
elde ediliyor.
Çünkü kapasite sorunu kapasitede değil, planlamada ve önceliklendirmede.
Sonuç: Kapasite Yetmiyor Değil — Kapasite Yanlış Kullanılıyor
Bir şirket “kapasite yetmiyor” dediğinde sorunun gerçek kaynağı çoğu zaman şu oluyor:
Yanlış ürün karması
Yanlış rota seçimi
Yanlış darboğaz algısı
Yanlış talep tahmini
Yanlış kapasite dağılımı
Yanlış kârlılık önceliği
Gerçek kapasite artışı, makinede değil; kararda başlar.
Doğru veri, doğru modelleme ve doğru kârlılık analizi yapıldığında:
kapasite büyür
kârlılık artar
stok hafifler
müşteri hizmet seviyesi iyileşir
şirket daha öngörülebilir hale gelir
Asıl soru şu:
Kapasite gerçekten yetmiyor mu, yoksa yanlış ürünlere mi harcanıyor?